Roman Script    Reciting key words            Previous Sūrah    Quraan Index    Home  

57) Sūrat Al-Ĥadīd

Printed format

57) سُورَة الحَدِيد

Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Sabbaĥa Lillāh Mā Fī As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۖ Wa Huwa Al-`Azīzu Al-Ĥakīmu 057-001. Gِklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. سَبَّحَ لِلَّهِ مَا‌ فِي ‌ال‍‍سَّمَا‌و‍َ‍‌اتِ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضِ ۖ ‌وَهُوَ‌ ‌الْعَز‍ِ‍ي‍‍زُ‌ ‌الْحَكِيمُ
Lahu Mulku As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۖ Yuĥyī Wa Yumītu ۖ Wa Huwa `Alá Kulli Shay'in Qadīrun 057-002. Gِklerin ve yerin mülkü O'nundur. Diriltir ve ِldürür. O, herşeye güç yetirendir. لَ‍‍هُ مُلْكُ ‌ال‍‍سَّمَا‌و‍َ‍‌اتِ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضِ ۖ يُحْيِي ‌وَيُم‍‍ِ‍ي‍‍تُ ۖ ‌وَهُوَ‌ عَلَى‌ كُلِّ شَ‍‍يْء‌‌ٍقَ‍‍دِيرٌ
Huwa Al-'Awwalu Wa Al-'Ākhiru Wa Až-Žāhiru Wa Al-Bāţinu ۖ Wa Huwa Bikulli Shay'in `Alīmun 057-003. O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, herşeyi bilendir. هُوَ‌ ‌الأَ‌وَّلُ ‌وَ‌الآ‍‍خِ‍‍ر‍ُ‍‌ ‌وَ‌ال‍‍ظَّ‍‍اهِ‍‍ر‍ُ‍‌ ‌وَ‌الْبَاطِ‍‍نُ ۖ ‌وَهُوَ‌ بِكُلِّ شَ‍‍يْءٍ‌ عَلِيمٌ
Huwa Al-Ladhī Khalaqa As-Samāwāti Wa Al-'Arđa Fī Sittati 'Ayyāmin Thumma Astawá `Alá Al-`Arshi ۚ Ya`lamu Mā Yaliju Fī Al-'Arđi Wa Mā Yakhruju Minhā Wa Mā Yanzilu Mina As-Samā'i Wa Mā Ya`ruju Fīhā ۖ Wa Huwa Ma`akum 'Ayna Mā Kuntum Wa ۚ Allāhu Bimā Ta`malūna Başīrun 057-004. Gِkleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gِkten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı gِrendir. هُوَ‌ ‌الَّذِي خَ‍‍لَ‍‍قَ ‌ال‍‍سَّمَا‌و‍َ‍‌اتِ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضَ فِي سِتَّةِ ‌أَيّ‍‍َ‍ام‌‍ٍ‌ ثُ‍‍مَّ ‌اسْتَوَ‌ى‌ عَلَى‌ ‌الْعَرْشِ ۚ يَعْلَمُ مَا‌ يَلِجُ فِي ‌الأَ‌رْ‍ضِ ‌وَمَا‌ يَ‍‍خْ‍‍رُجُ مِ‍‌‍نْ‍‍هَا‌ ‌وَمَا‌ يَ‍‌‍نْ‍‍زِلُ مِنَ ‌ال‍‍سَّم‍‍َ‍ا‌ءِ‌ ‌وَمَا‌ يَعْرُجُ فِيهَا‌ ۖ ‌وَهُوَ‌ مَعَكُمْ ‌أَيْ‍‍نَ مَا‌ كُ‍‌‍نْ‍‍تُمْ ۚ ‌وَ‌اللَّهُ بِمَا‌ تَعْمَل‍‍ُ‍ونَ بَ‍‍صِ‍‍يرٌ
Lahu Mulku As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۚ Wa 'Ilá Allāhi Turja`u Al-'Umūru 057-005. Gِklerin ve yerin mülkü O'nundur. (Sonunda bütün) işler Allah'a dِndürülür. لَ‍‍هُ مُلْكُ ‌ال‍‍سَّمَا‌و‍َ‍‌اتِ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضِ ۚ ‌وَ‌إِلَى‌ ‌اللَّ‍‍هِ تُرْجَعُ ‌الأُمُو‌رُ
Yūliju Al-Layla Fī An-Nahāri Wa Yūliju An-Nahāra Al-Layli ۚ Wa Huwa `Alīmun Bidhāti Aş-Şudūri 057-006. Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar. O, gِğüslerin ِzünde (saklı) olanı bilendir. يُولِجُ ‌ال‍‍لَّ‍‍يْ‍‍لَ فِي ‌ال‍‍نَّ‍‍ه‍‍َ‍ا‌ر‍ِ‍‌ ‌وَيُولِجُ ‌ال‍‍نَّ‍‍ه‍‍َ‍ا‌‍رَ‌ فِي ‌ال‍‍لَّ‍‍يْ‍‍لِ ۚ ‌وَهُوَ‌ عَل‍‍ِ‍ي‍‍م‌‍ٌ‌ بِذ‍َ‍‌اتِ ‌ال‍‍صُّ‍‍دُ‌و‌رِ
'Āminū Billāhi Wa Rasūlihi Wa 'Anfiqū Mimmā Ja`alakum Mustakhlafīna Fīhi ۖ Fa-Al-Ladhīna 'Āmanū Minkum Wa 'Anfaqū Lahum 'Ajrun Kabīrun 057-007. Allah'a ve Resûlü’ne iman edin. "Sizi kendilerinde halifeler kılıp harcama yetkisi verdiği' şeylerden infak edin. Artık sizden kim iman edip infak ederse, onlara büyük bir ecir vardır. آمِنُو‌ا‌ بِ‍اللَّ‍‍هِ ‌وَ‌‍رَسُولِ‍‍هِ ‌وَ‌أَ‌نْ‍‍فِ‍‍قُ‍‍و‌ا‌ مِ‍‍مَّ‍‍ا‌ جَعَلَكُمْ مُسْتَ‍‍خْ‍‍لَف‍‍ِ‍ي‍‍نَ ف‍‍ِ‍ي‍‍هِ ۖ فَالَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌ مِ‍‌‍نْ‍‍كُمْ ‌وَ‌أَ‌نْ‍‍فَ‍‍قُ‍‍و‌ا‌ لَهُمْ ‌أَجْ‍‍ر‌‌ٌ‌ كَبِيرٌ
Wa Mā Lakum Lā Tu'uminūna Billāhi Wa ۙ Ar-Rasūlu Yad`ūkum Litu'uminū Birabbikum Wa Qad 'Akhadha Mīthāqakum 'In Kuntum Mu'uminīna 057-008. Size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp-dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir sِz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sِzünüzü gerçekleştirin). وَمَا‌ لَكُمْ لاَ‌ تُؤْمِن‍‍ُ‍ونَ بِ‍اللَّ‍‍هِ ۙ ‌وَ‌ال‍رَّس‍‍ُ‍ولُ يَ‍‍دْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُو‌ا‌ بِ‍رَبِّكُمْ ‌وَ‍قَ‍‍دْ‌ ‌أَ‍خَ‍‍ذَ‌ مِيثَاقَ‍‍كُمْ ‌إِ‌نْ كُ‍‌‍نْ‍‍تُمْ مُؤْمِنِينَ
Huwa Al-Ladhī Yunazzilu `Alá `Abdihi~ 'Āyātin Bayyinātin Liyukhrijakum Mina Až-Žulumāti 'Ilá An-Nūri ۚ Wa 'Inna Allāha Bikum Lara'ūfun Raĥīmun 057-009. Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı elbette şefkatli olandır, esirgeyendir. هُوَ‌ ‌الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى‌ عَ‍‍بْ‍‍دِهِ ‌آي‍‍َ‍ات ٍ‌ بَيِّن‍‍َ‍ات‍ٍ‌ لِيُ‍‍خْ‍‍رِجَكُمْ مِنَ ‌ال‍‍ظُّ‍‍لُم‍‍َ‍اتِ ‌إِلَى‌ ‌ال‍‍نّ‍‍ُ‍و‌ر‍ِ‍‌ ۚ ‌وَ‌إِنَّ ‌اللَّ‍‍هَ بِكُمْ لَ‍رَ‌ء‍ُ‍‌وف ٌ‌ ‌‍رَحِيمٌ
Wa Mā Lakum 'Allā Tunfiqū Fī Sabīli Allāhi Wa Lillāh Mīrāthu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۚ Lā Yastawī Minkum Man 'Anfaqa Min Qabli Al-Fatĥi Wa Qātala ۚ 'Ūlā'ika 'A`žamu Darajatan Mina Al-Ladhīna 'Anfaqū Min Ba`du Wa Qātalū ۚ Wa Kullāan Wa`ada Allāhu Al-Ĥusná Wa ۚ Allāhu Bimā Ta`malūna Khabīrun 057-010. Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa gِklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten ِnce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. وَمَا‌ لَكُمْ ‌أَلاَّ‌ تُ‍‌‍نْ‍‍فِ‍‍قُ‍‍و‌ا‌ فِي سَب‍‍ِ‍ي‍‍لِ ‌اللَّ‍‍هِ ‌وَلِلَّهِ مِيرَ‍‌اثُ ‌ال‍‍سَّمَا‌و‍َ‍‌اتِ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضِ ۚ لاَ‌ يَسْتَوِي مِ‍‌‍نْ‍‍كُمْ مَ‍‌‍نْ ‌أَ‌نْ‍‍فَ‍‍قَ مِ‍‌‍نْ قَ‍‍بْ‍‍لِ ‌الْفَتْحِ ‌وَ‍قَ‍‍اتَلَ ۚ ‌أ‍ُ‍‌وْل‍‍َ‍ائِكَ ‌أَعْ‍‍ظَ‍‍مُ ‌دَ‌‍رَجَة ً‌ مِنَ ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌أَ‌نْ‍‍فَ‍‍قُ‍‍و‌ا‌ مِ‍‌‍نْ بَعْدُ‌ ‌وَ‍قَ‍‍اتَلُو‌اۚ ‌وَكُلاّ‌ ً‌ ‌وَعَدَ‌ ‌اللَّ‍‍هُ ‌الْحُسْنَى‌ ۚ ‌وَ‌اللَّهُ بِمَا‌ تَعْمَل‍‍ُ‍ونَ خَ‍‍بِيرٌ
Man Dhā Al-Ladhī Yuqriđu Allāha Qarđāan Ĥasanāan Fayuđā`ifahu Lahu Wa Lahu~ 'Ajrun Karīmun 057-011. Allah'a güzel bir borç verecek olan kimdir? Artık Allah, bunu onun için kat kat arttırır. Onun için ‘kerim (üstün ve onurlu) bir ecir vardır. مَ‍‌‍نْ ‌ذَ‌ا‌ ‌الَّذِي يُ‍‍قْ‍‍رِ‍‍ضُ ‌اللَّ‍‍هَ قَ‍‍رْ‍ض‍‍اً‌ حَسَنا‌‌ ً‌ فَيُ‍‍ضَ‍‍اعِفَ‍‍هُ لَ‍‍هُ ‌وَلَهُ~ُ ‌أَجْ‍‍ر‌‌ٌ‌ كَ‍‍رِيمٌ
Yawma Tará Al-Mu'uminīna Wa Al-Mu'umināti Yas`á Nūruhum Bayna 'Aydīhim Wa Bi'aymānihim Bushkumu Al-Yawma Jannātun Tajrī Min Taĥtihā Al-'Anhāru Khālidīna Fīhā ۚ Dhālika Huwa Al-Fawzu Al-`Ažīmu 057-012. O gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları ِnlerinde ve sağlarında koşarken gِrürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur. يَ‍‍وْمَ تَ‍رَ‌ى‌ ‌الْمُؤْمِن‍‍ِ‍ي‍‍نَ ‌وَ‌الْمُؤْمِن‍‍َ‍اتِ يَسْعَى‌ نُو‌رُهُمْ بَ‍‍يْ‍‍نَ ‌أَيْدِيهِمْ ‌وَبِأَيْمَانِهِمْ بُشْ‍رَ‌اكُمُ ‌الْيَ‍‍وْمَ جَ‍‍نّ‍‍َ‍ات‌‍ٌ‌ تَ‍‍جْ‍‍رِي مِ‍‌‍نْ تَحْتِهَا‌ ‌الأَ‌نْ‍‍ه‍‍َ‍ا‌رُ‌ خَ‍‍الِد‍ِ‍ي‍‍نَ فِيهَا‌ ۚ ‌ذَلِكَ هُوَ‌ ‌الْفَ‍‍وْ‌زُ‌ ‌الْعَ‍‍ظِ‍‍يمُ
Yawma Yaqūlu Al-Munāfiqūna Wa Al-Munāfiqātu Lilladhīna 'Āmanū Anžurūnā Naqtabis Minrikum Qīla Arji`ū Warā'akum Fāltamisū Nūan Fađuriba Baynahum Bisūrin Lahu Bābunţinuhu Fīhi Ar-Raĥmatu Wa Žāhiruhu Min Qibalihi Al-`Adhābu 057-013. O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dِnün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yِnden azap vardır. يَ‍‍وْمَ يَ‍‍قُ‍‍ولُ ‌الْمُنَافِ‍‍قُ‍‍ونَ ‌وَ‌الْمُنَافِ‍‍قَ‍‍اتُ لِلَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌انْ‍‍‍‍ظُ‍‍رُ‌ونَا‌ نَ‍‍قْ‍‍تَبِسْ مِ‍‌‍نْ نُو‌رِكُمْ قِ‍‍ي‍‍لَ ‌ا‌رْجِعُو‌ا‌ ‌وَ‌ر‍َ‍‌ا‌ءَكُمْ فَالْتَمِسُو‌ا‌ نُو‌ر‌ا‌‌ ً‌ فَ‍‍ضُ‍‍رِبَ بَيْنَهُمْ بِس‍‍ُ‍و‌ر‌ٍ‌ لَ‍‍هُ ب‍‍َ‍اب‌‍ٌ‌ بَاطِ‍‍نُ‍‍هُ ف‍‍ِ‍ي‍‍هِ ‌ال‍رَّحْمَةُ ‌وَ‍ظَ‍‍اهِرُهُ مِ‍‌‍نْ قِ‍‍بَلِهِ ‌الْعَذَ‌ابُ
Yunādūnahum 'Alam Nakun Ma`akum ۖ Qālū Balá Wa Lakinnakum Fatantum 'Anfusakum Wa Tarabbaştum Wa Artabtum Wa Gharratkumu Al-'Amānīyu Ĥattá Jā'a 'Amru Allāhi Wa Gharrakum Billāhi Al-Gharūru 057-014. (Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gِzetip-beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ِlüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden gِrünerek) aldatmış oldu." يُنَا‌دُ‌ونَهُمْ ‌أَلَمْ نَكُ‍‌‍نْ مَعَكُمْ ۖ قَ‍‍الُو‌ا‌ بَلَى‌ ‌وَلَكِ‍‍نَّ‍‍كُمْ فَتَ‍‌‍نْ‍‍تُمْ ‌أَ‌نْ‍‍فُسَكُمْ ‌وَتَ‍رَبَّ‍‍صْ‍‍تُمْ ‌وَ‌ا‌رْتَ‍‍بْ‍‍تُمْ ‌وَ‍‍غَ‍رَّتْكُمُ ‌الأَمَانِيُّ حَتَّى‌ ج‍‍َ‍ا‌ءَ‌ ‌أَمْرُ‌ ‌اللَّ‍‍هِ ‌وَ‍‍غَ‍رَّكُمْ بِ‍اللَّ‍‍هِ ‌الْ‍‍غَ‍‍رُ‌و‌رُ
Fālyawma Lā Yu'ukhadhu Minkum Fidyatun Wa Lā Mina Al-Ladhīna Kafarū ۚ Ma'wākumu An-Nāru ۖ Hiya Mawlākum ۖ Wa Bi'sa Al-Maşīru 057-015. Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kِtü bir gidiş yeridir. فَالْيَ‍‍وْمَ لاَ‌ يُؤْ‍‍خَ‍‍ذُ‌ مِ‍‌‍نْ‍‍كُمْ فِ‍‍دْيَةٌ‌ ‌وَلاَ‌ مِنَ ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ كَفَرُ‌و‌اۚ مَأْ‌وَ‌اكُمُ ‌ال‍‍نّ‍‍َ‍ا‌رُ‌ ۖ هِيَ مَوْلاَكُمْ ۖ ‌وَبِئْسَ ‌الْمَ‍‍صِ‍‍يرُ
'Alam Ya'ni Lilladhīna 'Āmanū 'An Takhsha`a Qulūbuhum Lidhikri Allāhi Wa Mā Nazala Mina Al-Ĥaqqi Wa Lā Yakūnū Kālladhīna 'Ūtū Al-Kitāba Min Qablu Faţāla `Alayhimu Al-'Amadu Faqasat Qulūbuhum ۖ Wa Kathīrun Minhum Fāsiqūna 057-016. İman edenlerin, Allah'ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan ِnce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, bِylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasık olanlardı. أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُ‍‍و‌ا‌ ‌أَ‌نْ تَ‍‍خْ‍‍شَعَ قُ‍‍لُوبُهُمْ لِذِكْ‍‍ر‍ِ‍‌ ‌اللَّ‍‍هِ ‌وَمَا‌ نَزَلَ مِنَ ‌الْحَ‍‍قِّ ‌وَلاَ‌ يَكُونُو‌ا‌ كَالَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌أ‍ُ‍‌وتُو‌ا‌الْكِت‍‍َ‍ابَ مِ‍‌‍نْ قَ‍‍بْ‍‍لُ فَ‍‍طَ‍‍الَ عَلَيْهِمُ ‌الأَمَدُ‌ فَ‍‍قَ‍‍سَتْ قُ‍‍لُوبُهُمْ ۖ ‌وَكَث‍‍ِ‍ي‍‍ر‌ٌ‌ مِ‍‌‍نْ‍‍هُمْ فَاسِ‍‍قُ‍‍ونَ
A`lamū 'Anna Allāha Yuĥyī Al-'Arđa Ba`da Mawtihā ۚ Qad Bayyannā Lakumu Al-'Āyāti La`allakum Ta`qilūna 057-017. Bilin ki gerçekten Allah, ِlümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz Biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık. اعْلَمُ‍‍و‌ا‌ ‌أَنَّ ‌اللَّ‍‍هَ يُحْيِي ‌الأَ‌رْ‍ضَ بَعْدَ‌ مَوْتِهَا‌ ۚ قَ‍‍دْ‌ بَيَّ‍‍نَّ‍‍ا‌ لَكُمُ ‌الآي‍‍َ‍اتِ لَعَلَّكُمْ تَعْ‍‍قِ‍‍لُونَ
'Inna Al-Muşşaddiqīna Wa Al-Muşşaddiqāti Wa 'Aqrađū Allaha Qarđāan Ĥasanāan Yuđā`afu Lahum Wa Lahum 'Ajrun Karīmun 057-018. Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. إِنَّ ‌الْمُ‍‍صَّ‍‍دِّ‍‍قِ‍‍ي‍‍نَ ‌وَ‌الْمُ‍‍صَّ‍‍دِّ‍‍قَ‍‍اتِ ‌وَ‌أَ‍قْ‍‍‍رَضُ‍‍و‌ا‌اللَّ‍‍هَ قَ‍‍رْ‍ض‍‍اً‌ حَسَنا‌ ً‌ يُ‍‍ضَ‍‍اعَفُ لَهُمْ ‌وَلَهُمْ ‌أَجْ‍‍ر‌‌ٌ‌ كَ‍‍رِيمٌ
Wa Al-Ladhīna 'Āmanū Billāhi Wa Rusulihi~ 'Ūlā'ika Humu Aş-Şiddīqūna Wa ۖ Ash-Shuhadā'u `Inda Rabbihim Lahum 'Ajruhum Wa Nūruhum Wa ۖ Al-Ladhīna Kafarū Wa Kadhdhabū Bi'āyātinā 'Ūlā'ika 'Aşĥābu Al-Jaĥīmi 057-019. Allah'a ve O'nun Resûlü’ne iman edenler; işte onlar Rableri Katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır. وَ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌ بِ‍اللَّ‍‍هِ ‌وَ‌رُسُلِهِ ‌أ‍ُ‍‌وْل‍‍َ‍ائِكَ هُمُ ‌ال‍‍صِّ‍‍دِّي‍‍قُ‍‍ونَ ۖ ‌وَ‌ال‍‍شُّهَد‍َ‍‌ا‌ءُ‌ عِ‍‌‍نْ‍‍دَ‌ ‌‍رَبِّهِمْ لَهُمْ ‌أَجْ‍‍رُهُمْ ‌وَنُو‌رُهُمْ ۖ ‌وَ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ كَفَرُ‌و‌ا‌ ‌وَكَذَّبُو‌ا‌ بِآيَاتِنَ‍‍ا‌ ‌أ‍ُ‍‌وْل‍‍َ‍ائِكَ ‌أَ‍صْ‍‍ح‍‍َ‍ابُ ‌الْجَحِيمِ
A`lamū 'Annamā Al-Ĥayāatu Ad-Dunyā La`ibun Wa Lahwun Wa Zīnatun Wa Tafākhurun Baynakum Wa Takāthurun Al-'Amwli Wa Al-'Awlādi ۖ Kamathali Ghaythin 'A`jaba Al-Kuffāra Nabātuhu Thumma Yahīju Fatarāhu Muşfaran Thumma Yakūnu Ĥuţāmāan ۖ Wa Fī Al-'Ākhirati `Adhābun Shadīdun Wa Maghfiratun Mina Allāhi Wa Riđwānun ۚ Wa Mā Al-Ĥayāatu Ad-Dunyā 'Illā Matā`u Al-Ghurūri 057-020. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir ِvünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur ِrneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çِp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir. اعْلَمُ‍‍و‌ا‌ ‌أَنَّ‍‍مَا‌ ‌الْحَي‍‍َ‍اةُ ‌ال‍‍دُّ‌نْ‍‍يَا‌ لَعِبٌ‌ ‌وَلَهْو‌ٌ‌ ‌وَ‌زِينَةٌ‌ ‌وَتَفَاخُ‍‍ر‌ٌ‌ بَيْنَكُمْ ‌وَتَكَاثُر‌‌ٌ‌ فِي ‌الأَمْو‌الِ ‌وَ‌الأَ‌وْلاَ‌دِ‌ ۖ كَمَثَلِ غَ‍‍يْ‍‍ثٍ ‌أَعْجَبَ ‌الْكُفّ‍‍َ‍ا‌‍رَ‌ نَبَاتُ‍‍هُ ثُ‍‍مَّ يَه‍‍ِ‍ي‍‍جُ فَتَ‍رَ‍‌اهُ مُ‍‍صْ‍‍فَرّ‌ا‌‌ ً‌ ثُ‍‍مَّ يَك‍‍ُ‍ونُ حُ‍‍طَ‍‍اما‌ ًۖ ‌وَفِي ‌الآ‍‍خِ‍رَةِ عَذ‍َ‍‌اب‌‍ٌ‌ شَد‍ِ‍ي‍‍د‌ٌ‌ ‌وَمَ‍‍غْ‍‍فِ‍رَةٌ‌ مِنَ ‌اللَّ‍‍هِ ‌وَ‌رِ‍‍ضْ‍‍و‍َ‍‌انٌۚ ‌وَمَا‌ ‌الْحَي‍‍َ‍اةُ ‌ال‍‍دُّ‌نْ‍‍يَ‍‍ا‌ ‌إِلاَّ‌ مَت‍‍َ‍اعُ ‌الْ‍‍غُ‍‍رُ‌و‌رِ
Sābiqū 'Ilá Maghfiratin Min Rabbikum Wa Jannatin `Arđuhā Ka`arđi As-Samā'i Wa Al-'Arđi 'U`iddat Lilladhīna 'Āmanū Billāhi Wa Rusulihi ۚ Dhālika Fađlu Allāhi Yu'utīhi Man Yashā'u Wa ۚ Allāhu Dhū Al-Fađli Al-`Ažīmi 057-021. Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) 'çaba gِsterip-yarışın,' ki (o cennet) genişliği gِk ile yerin genişliği gibi olup Allah'a ve Resûlü’ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir. سَابِ‍‍قُ‍‍و‌ا‌ ‌إِلَى‌ مَ‍‍غْ‍‍فِ‍رَةٍ‌ مِ‍‌‍نْ ‌‍رَبِّكُمْ ‌وَجَ‍‍نَّ‍‍ةٍ عَرْ‍ضُ‍‍هَا‌ كَعَرْ‍ضِ ‌ال‍‍سَّم‍‍َ‍ا‌ءِ‌ ‌وَ‌الأَ‌رْ‍ضِ ‌أُعِدَّتْ لِلَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌ بِ‍اللَّ‍‍هِ ‌وَ‌رُسُلِ‍‍هِ ۚ ‌ذَلِكَ فَ‍‍ضْ‍‍لُ ‌اللَّ‍‍هِ يُؤْت‍‍ِ‍ي‍‍هِ مَ‍‌‍نْ يَش‍‍َ‍ا‌ءُ‌ ۚ ‌وَ‌اللَّهُ ‌ذُ‌و‌ ‌الْفَ‍‍ضْ‍‍لِ ‌الْعَ‍‍ظِ‍‍يمِ
Mā 'Aşāba Min Muşībatin Al-'Arđi Wa Lā Fī 'Anfusikum 'Illā Fī Kitābin Min Qabli 'An Nabra'ahā ۚ 'Inna Dhālika `Alá Allāhi Yasīrun 057-022. Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan ِnce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a gِre pek kolaydır. مَ‍‍ا‌ ‌أَ‍صَ‍‍ابَ مِ‍‌‍نْ مُ‍‍صِ‍‍يبَة‌‍ٍ‌ فِي ‌الأَ‌رْ‍ضِ ‌وَلاَ‌ فِ‍‍ي ‌أَ‌نْ‍‍فُسِكُمْ ‌إِلاَّ‌ فِي كِت‍‍َ‍ابٍ‌ مِ‍‌‍نْ قَ‍‍بْ‍‍لِ ‌أَ‌نْ نَ‍‍بْ‍‍‍رَ‌أَهَ‍‍اۚ ‌إِنَّ ‌ذَلِكَ عَلَى‌ ‌اللَّ‍‍هِ يَسِيرٌ
Likaylā Ta'saw `Alá Mā Fātakum Wa Lā Tafraĥū Bimā 'Ātākum Wa ۗ Allāhu Lā Yuĥibbu Kulla Mukhtālin Fakhūrin 057-023. ضyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp bِbürleneni sevmez. لِكَيْلاَ‌ تَأْسَوْ‌ا‌ عَلَى‌ مَا‌ فَاتَكُمْ ‌وَلاَ‌ تَفْ‍رَحُو‌ا‌ بِمَ‍‍ا‌ ‌آتَاكُمْ ۗ ‌وَ‌اللَّهُ لاَ‌ يُحِبُّ كُلَّ مُ‍‍خْ‍‍ت‍‍َ‍ال‌‍ٍ‌ فَ‍‍خُ‍‍و‌رٍ
Al-Ladhīna Yabkhalūna Wa Ya'murūna An-Nāsa Bil-Bukhli ۗ Wa Man Yatawalla Fa'inna Allāha Huwa Al-Ghanīyu Al-Ĥamīdu 057-024. Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, ذaniy (hiçbir şeye muhtaç olmayan), Hamid (ِvülmeye layık olan) O'dur. الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ يَ‍‍بْ‍‍‍‍خَ‍‍ل‍‍ُ‍ونَ ‌وَيَأْمُر‍ُ‍‌ونَ ‌ال‍‍نّ‍‍َ‍اسَ بِ‍الْبُ‍‍خْ‍‍لِ ۗ ‌وَمَ‍‌‍نْ يَتَوَلَّ فَإِنَّ ‌اللَّ‍‍هَ هُوَ‌ ‌الْ‍‍غَ‍‍نِيُّ ‌الْحَمِيدُ
Laqad 'Arsalnā Rusulanā Bil-Bayyināti Wa 'Anzalnā Ma`ahumu Al-Kitāba Wa Al-Mīzāna Liyaqūma An-Nāsu Bil-Qisţi ۖ Wa 'Anzalnā Al-Ĥadīda Fīhi Ba'sun Shadīdun Wa Manāfi`u Lilnnāsi Wa Liya`lama Allāhu Man Yanşuruhu Wa Rusulahu Bil-Ghaybi ۚ 'Inna Allāha Qawīyun `Azīzun 057-025. Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gِnderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; ِyle ki Allah, Kendisi'ne ve elçilerine gayb ile (gِrmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır. لَ‍قَ‍‍دْ‌ ‌أَ‌رْسَلْنَا‌ ‌رُسُلَنَا‌ بِ‍الْبَيِّن‍‍َ‍اتِ ‌وَ‌أَ‌نْ‍‍زَلْنَا‌ مَعَهُمُ ‌الْكِت‍‍َ‍ابَ ‌وَ‌الْمِيز‍َ‍‌انَ لِيَ‍‍قُ‍‍ومَ ‌ال‍‍نّ‍‍َ‍اسُ بِ‍الْ‍‍قِ‍‍سْ‍‍طِ ۖ ‌وَ‌أَ‌نْ‍‍زَلْنَا‌ ‌الْحَد‍ِ‍ي‍‍دَ‌ ف‍‍ِ‍ي‍‍هِ بَأْس‌‍ٌ‌ شَد‍ِ‍ي‍‍د‌ٌ‌ ‌وَمَنَافِعُ لِل‍‍نّ‍‍َ‍اسِ ‌وَلِيَعْلَمَ ‌اللَّ‍‍هُ مَ‍‌‍نْ يَ‍‌‍نْ‍‍‍‍صُ‍‍رُهُ ‌وَ‌رُسُلَ‍‍هُ بِ‍الْ‍‍غَ‍‍يْ‍‍بِ ۚ ‌إِنَّ ‌اللَّ‍‍هَ قَ‍‍وِيٌّ عَزِيزٌ
Wa Laqad 'Arsalnā Nūĥāan Wa 'Ibhīma Wa Ja`alnā Fī Dhurrīyatihimā An-Nubūwata Wa Al-Kitāba ۖ Faminhum Muhtadin ۖ Wa Kathīrun Minhum Fāsiqūna 057-026. Andolsun, Biz Nuh'u ve İbrahim'i (elçi olarak) gِnderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. ضyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. وَلَ‍قَ‍‍دْ‌ ‌أَ‌رْسَلْنَا‌ نُوحا‌ ً‌ ‌وَ‌إِبْ‍‍‍رَ‌اه‍‍ِ‍ي‍‍مَ ‌وَجَعَلْنَا‌ فِي ‌ذُ‌رِّيَّتِهِمَا‌ ‌ال‍‍نُّ‍‍بُوَّةَ ‌وَ‌الْكِت‍‍َ‍ابَ ۖ فَمِ‍‌‍نْ‍‍هُمْ مُهْتَد‌ٍۖ ‌وَكَث‍‍ِ‍ي‍‍ر‌ٌ‌ مِ‍‌‍نْ‍‍هُمْ فَاسِ‍‍قُ‍‍ونَ
Thumma Qaffaynā `Aláthārihim Birusulinā Wa Qaffaynā Bi`īsá Abni Maryama Wa 'Ātaynāhu Al-'Injīla Wa Ja`alnā Fī Qulūbi Al-Ladhīna Attaba`ūhu Ra'fatan Wa Raĥmatan Wa Rahbānīyatan Abtada`ūhā Mā Katabnāhā `Alayhim 'Illā Abtighā'a Riđwāni Allāhi Famā Ra`awhā Ĥaqqa Ri`āyatihā ۖ Fa'ātaynā Al-Ladhīna 'Āmanū Minhum 'Ajrahum ۖ Wa Kathīrun Minhum Fāsiqūna 057-027. Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gِnderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gِnderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. ثُ‍‍مَّ قَ‍‍فَّيْنَا‌ عَلَ‍‍ى‌ ‌آثَا‌رِهِمْ بِرُسُلِنَا‌ ‌وَ‍قَ‍‍فَّيْنَا‌ بِعِيسَى‌ ‌ابْ‍‍نِ مَرْيَمَ ‌وَ‌آتَيْن‍‍َ‍اهُ ‌الإِ‌ن‍‍ج‍‍ِ‍ي‍‍لَ ‌وَجَعَلْنَا‌ فِي قُ‍‍ل‍‍ُ‍وبِ ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌اتَّبَع‍‍ُ‍وهُ ‌‍رَ‌أْفَة ً‌ ‌وَ‌‍رَحْمَة ً‌ ‌وَ‌‍رَهْبَانِيَّة‌ ً‌ابْ‍‍تَدَعُوهَا‌ مَا‌ كَتَ‍‍بْ‍‍نَاهَا‌ عَلَيْهِمْ ‌إِلاَّ‌ ‌ابْ‍‍تِ‍‍غَ‍‍ا‌ءَ‌ ‌رِ‍‍ضْ‍‍و‍َ‍‌انِ ‌اللَّ‍‍هِ فَمَا‌ ‌‍رَعَوْهَا‌ حَ‍‍قَّ ‌رِعَايَتِهَا‌ ۖ فَآتَيْنَا‌ ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌ مِ‍‌‍نْ‍‍هُمْ ‌أَجْ‍‍‍رَهُمْ ۖ ‌وَكَث‍‍ِ‍ي‍‍ر‌ٌ‌ مِ‍‌‍نْ‍‍هُمْ فَاسِ‍‍قُ‍‍ونَ
Yā 'Ayyuhā Al-Ladhīna 'Āmanū Attaqū Allaha Wa 'Āminū Birasūlihi Yu'utikum Kiflayni Min Raĥmatihi Wa Yaj`al Lakuman Tamshūna Bihi Wa Yaghfir Lakum Wa ۚ Allāhu Ghafūrun Raĥīmun 057-028. Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. ي‍‍َ‍ا‌أَيُّهَا‌ ‌الَّذ‍ِ‍ي‍‍نَ ‌آمَنُو‌ا‌اتَّ‍‍قُ‍‍و‌ا‌اللَّ‍‍هَ ‌وَ‌آمِنُو‌ا‌ بِ‍رَسُولِ‍‍هِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَ‍‍يْ‍‍نِ مِ‍‌‍نْ ‌‍رَحْمَتِ‍‍هِ ‌وَيَ‍‍جْ‍‍عَلْ لَكُمْ نُو‌ر‌ا‌‌ ً‌ تَمْش‍‍ُ‍ونَ بِ‍‍هِ ‌وَيَ‍‍غْ‍‍فِ‍‍رْ‌ لَكُمْ ‌وَ‌اللَّهُ ۚ غَ‍‍ف‍‍ُ‍و‌ر‌ٌ‌ ‌‍رَحِيمٌ
Li'allā Ya`lama 'Ahlu Al-Kitābi 'Allā Yaqdirūna `Alá Shay'in Min Fađli Allāhi ۙ Wa 'Anna Al-Fađla Biyadi Allāhi Yu'utīhi Man Yashā'u Wa ۚ Allāhu Dhū Al-Fađli Al-`Ažīmi 057-029. ضyle ki, Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) Allah'ın fazlından hiçbir şeye 'güç yetirip-sahip olmadıklarını' ve fazlın muhakkak Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip-ِğrensin. Allah, büyük fazl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir. لِئَلاَّ‌ يَعْلَمَ ‌أَهْلُ ‌الْكِت‍‍َ‍ابِ ‌أَلاَّ‌ يَ‍‍قْ‍‍دِ‌ر‍ُ‍‌ونَ عَلَى‌ شَ‍‍يْء‌ٍ‌ مِ‍‌‍نْ فَ‍‍ضْ‍‍لِ ‌اللَّ‍‍هِ ۙ ‌وَ‌أَنَّ ‌الْفَ‍‍ضْ‍‍لَ بِيَدِ‌ ‌اللَّ‍‍هِ يُؤْت‍‍ِ‍ي‍‍هِ مَ‍‌‍نْ يَش‍‍َ‍ا‌ءُ‌ ۚ ‌وَ‌اللَّهُ ‌ذُ‌و‌ ‌الْفَ‍‍ضْ‍‍لِ ‌الْعَ‍‍ظِ‍‍يمِ
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Next Sūrah